EN

Sessiz bir devrimin içindeyken konuşmak

Yazıyı Linkedin'de görüntülemek ve haftalık yayınlanan bültenimize abone olmak için tıklayın.

Genel olarak iletişim dünyası, özelde ise ‘mesleğimiz’ dediğimiz halkla ilişkiler işi, etkilerini hemen her gün gözlemlediğimiz, yavaş işleyen ancak köklü bir dönüşüme işaret eden bir kabuk değiştirme süreci yaşıyor. Hem derinlerde hem de yüzeyde -yani gündelik iş pratiklerimizde- kendini gösteren bu başkalaşma sürecine bir çeşit ‘sessiz devrim’ dersek, hiç abartmış olmayız --aksine basit bir durum tespiti yapmış oluruz.

Bu mesleği büyük veya küçük ölçekte icra eden hepimiz, hemen her gün görüyoruz: Daha önce ve şimdi erişmek ve işbirliği yapmak için büyük bir enerji harcadığımız klasik medya gittikçe tenhalaşıyor --bazı mecra ve kategorilerin yerinde ise soğuk yeller esiyor.

İçinde bulunduğumuz yeni koşullarda, hedef kitleye erişmek eskisine göre çok daha kolay ve düşük maliyetli olsa bile, bu nispeten ‘zahmetsiz’ temaslar o kadar büyük riskler barındırıyor ki, çoğu zaman o eski maliyetlere yeniden katlanasımız geliyor.

Dahası, insanlar klasik marka mesajlarından çoktan usandılar. Kimileri kulaklarını tümüyle kapatırken, bu mesajları dinlemeye hâlâ açık olanların bir kısmı ise büyük bir merak ile bizim ve hizmet verdiğimiz markaların gözlerinin içine bakıyorlar.

Bütçeli ve bütçesiz iletişim çalışmaları, daha açık ifadesiyle reklam ve PR arasındaki sınırlar, bizim irademizi de aşan bir başkalaşım süreci içinde gittikçe belirsizleşti. Hangisinin nerede bitip diğerinin nerede başladığını kestirmek çok zor. Bu dalgalı denizlerde yüzmek de, gittikçe daha büyük ustalık ve nefes ayarlaması gerektiriyor.
Değişim yalnızca kötü haberler getirmiyor elbette. Doğru değerlendirebilenler için çok iyi haberler de hemen önümüzde duruyor.

Her şeyden önce, ortalama insanlar şirketlerden ve markalardan kendilerine, genel olarak topluma ve elbette gezegene karşı daha sorumlu ve proaktif davranmalarını talep ediyor veya bekliyor. Varoluş nedenini iyi tahlil edip ona uygun sorumlulukları gönüllü bir şekilde üstlenen markaların ve onlara hizmet veren bizim gi̇bi̇ iletişim danışmanlarının önünde büyük bir fırsatlar denizi var. Bu fırsatları görüp değerlendirebilenler, iş dedikleri şeyi daha ‘zevkli’ ve ‘tatminkar’ bir uğraşa tahvil edebiliyorlar.

Diğer yandan uzun yıllardır konuşup durduğumuz ‘sürdürülebilirlik’ mevzusu, hizmet verdiğimiz markalarımız ve doğal olarak bizim için, bir tercih olmaktan çoktan çıktı. İşimizin her noktasında göz önünde bulundurmamız, tüm çalışma süreçlerine iyice yedirmemiz, her hedefimizde mutlaka gözetmemiz gereken bir temel standarda dönüştü. Böyle bir dünyada iletişimle ve halkla ilişkilerle iştigal etmek, her profesyoneli daha çok mutu etmeli!
Ve elbette büyük veri çağında yaşıyoruz. Yaptığımız her işin, yürüttüğümüz her faaliyetin somut etkilerini çok daha net ve anlık bir şekilde takip edip gerektiğinde ‘revizyon’ yapabilecek bir konumdayız. İletişim profesyonelleri olarak bizi her an bir ölçme-değerlendirme, yani sınav ortamında tutan bu gerçek, müşterilerimize karşı daha hesap verebilir olma zorunluğumuzu da beraberinde getiriyor. İşini doğru yapanlar ve gerçek etkiyi hedefleyenler için bu da büyük bir kazançtır.

Bütün bunlar olup biterken, mesleğimiz derin bir dönüşüm süreci yaşarken gördüklerimizi not alıp aktarmak da, bir çeşit görev olarak önümüzde duruyor. Şimdi ve bundan sonra bu görevi yerine getirmek üzere, bugüne kadar aldığımız ve bundan sonra alacağımız ‘kişisel’ ama ‘mesleki’ notlarımızı buradan paylaşmaya çalışacağız. Yorum ve katkılarınızı sabırsızlıkla bekliyoruz.

Lorbi PR Altunizade Mah. Nuhkuyusu Cad., Güllübahçe Sok. Özeller İş Merkezi, No: 17/7 Kat: 3 Üsküdar / İstanbul Lorbi PR
  • Facebook
  • Twitter
  • Flickr
  • Youtube
  • Instagram
  • Linkedin
Lorbi PR
Tel. 0216 343 4546 info@lorbi.com
IDA ICCO
Derinev Kurumsal İletişim Danışmanlığı